Uygulama Niyeti: Hedefleri gerçekleştirmede Etkili Bir Yöntem 

Okuma Odası

Uygulama Niyeti: Hedefleri gerçekleştirmede Etkili Bir Yöntem

Yazar: Abdullah ÜSTÜNDAĞ | Tarih: 15-01-2025 16:10

Evde, okulda ya da işyerinde, günlük hayatın geleceğe dair planlama gerektiren herhangi bir noktasında, bir amaç edinmek ve bu amacı hayata geçirebilmek umuduyla hedefler belirlemek zorunda kalıyoruz. Daha iyi bir kariyer, daha başarılı bir okul deneyimi, daha geniş bir sosyal çevre yahut sahip olduğumuz parayı ve zamanı daha iyi yönetmek gibi saymakla bitmeyecek hayaller, beklentiler ve planlar üzerinde kafa yorarken, kaçınılmaz olarak hedefler belirliyoruz. Acaba bu hedeflerin ne kadarını gerçekleştirebiliyoruz?

Bu konuda yapılan araştırmalarda elde edilen sonuçlar pek de cesaret vermiyor. Yılbaşında yeni yıl için kendine bazı hedefler belirleyen insanların %50'si hiç harekete geçemeden nisan ayında başarısızlığı kabul edip havlu atıyor. Hedefine sadık kalıp onu gerçekleştirebilenlerin oranı ise sadece yüzde elli. O halde soru şu; Hedefimizle aramıza giren, bizi amaçlarımızı gerçekleştirmekten alıkoyan ne ve biz bu konuda neler yapabiliriz?

Nerde hata yapıyoruz?
Psikolog Peter Gollwitzer, bizi hedeflerimizden uzaklaştıran yaygın engelleri şöyle sıralıyor:

Harekete geçmekte başarısız olmak
Bir hedef belirlemek çoğu zaman yetmez. Hedefimize ilişkin güçlü bir niyet ortaya koymamız, bizi bu hedefe götürecek eylemlerde bulunmamız, hedefe ulaşmak için zaman ve enerji harcayıp çaba göstermemiz gerekir. Bunun ilk adımı da bir irade ortaya koyarak harekete geçmektir. Bu konuda dikkat edilmesi gereken önemli hususlardan kısaca bahsedelim:

Harekete geçmeyi hatırlamak: Kulağa saçma gelse de, yapmayı planladığımız şeylerle ilgili harekete geçmeyi sık sık unuttuğumuz bir gerçektir. Hergün yatmadan önce 30 dakika kitap okumayı hedef olarak belirleriz, aynı günün akşamında vakit geçirmek için internette dolaşmaya başlarız. Sonunda ekranın karşısından kalkmayı başardığımızda bir de bakmışız ki, bırakın yatmadan önceki son 30 dakikayı, yatma zamanımızın üzerinden de neredeyse 1 saat geçmiş olur.

Harekete geçmek için fırsat ânını yakalamak: Niyetimizi harekete dönüştürecek bir fırsat ortaya çıktığında ya biz onu farketmeyiz ya da fırsatı görür ama onu nasıl kullanacağımızı bilemeyiz. Eşiniz çocukları da alıp bir akrabasını görmeye gider ve siz evde yalnız kalırsınız. Bu, uzun zamandır üzerinde çalıştığınız projeyi bitirmek için mükemmel bir fırsattır, ama siz böyle yapmak yerine televizyonu açıp canlı yayınlanan bir futbol maçını izlersiniz.

Kritik Anda ikinci düşünceler: Gollwitzer buna "İlk isteksizliğin üstesinden gelme sorunu" diyor. Burada, amacınızı gerçekleştirmek için fırsat ânının geldiğini fark eder, ne yapmanız gerektiğini de bilirsiniz. Ama kritik anda kısa süreli keyif ve rahatlıklara karşı uzun vadeli çıkarları tercih edebilmek noktasında zorlanırsınız. Örneğin, belirlediğiniz hedef hergün akşam yemeğinden sonra 2 saat çalışmaktır. Birlikte vakit geçirmekten hoşlandığınız bir arkadaşınız bir akşam sizi yemeğe davet eder. Onunla vakit geçirmek öylesine hoş ve keyiflidir ki, amacınızın uzun vadede sağlayacağı faydalarla o anda önünüzde duran kısa süreli keyif arasında seçim yapmakta zorlanırsınız.

Hedefi gerçekleştirirken raydan çıkmak
Amacınızı uygulamaya geçirmeyi başarmış olsanız bile, bir kereye mahsus zor bir seçimle nadiren onu gerçekleştirebilirsiniz. Hedeflerinizle aranızda daima bazı engeller olacak ve hedefe ulaşmak için bu engellerle sürekli mücadele etmek zorunda kalacaksınız. Şimdi kısaca bu engellere bakalım:

Ayartıcı uyaranlar: Televizyon, internet, akıllı telefonlar, sosyal medya, bilgisayar oyunları... Yapılması gerekenlerin yerine yapmaktan hoşlandığımız öyle çok imkân ve araç varki, bunca seçenek, bunca alternatif arasında amaca odaklanmak hiç kolay değil.

Davranışsal tepkileri bastırmak: Bugüne kadar sayısız kereler tekrarlayarak iyice pekiştirdiğimiz davranışlarımız, başka bir deyişle alışkanlıklarımız belirlediğimiz hedefe ulaşmamızı zorlaştırabilir. Hedefimize ulaşmamızı engelleyen alışkanlıklardan kurtulmamız gerekir.

Olumsuz haller: Depresyon, stres ve sinirlilik gibi ruhsal durumunuzu olumsuz etkileyen pek çok faktör ulaşmaya niyetlendiğiniz hedefe ilişkin motivasyonunuzu azaltır.

Çözüm: Uygulama Niyeti
Bütün bu engeller, onlarla nasıl mücadele edeceğinizi bilmiyorsanız sizi hedefinize ulaşmaktan alıkoyabilir. Belirlediğiniz hedefe ulaşmak için yapmanız gereken, bir "Uygulama Niyeti" (Implimentation Intention) formülü oluşturmaktır.

Basitçe tanımlamak gerekirse, bir uygulama niyeti, ortaya çıkması muhtemel bir duruma ilişkin belli bir işareti, sizi hedefinizi gerçekleştirmeye yaklaştıracak bir tepki ile ilişkilendiren ve ne, nerede, nasıl, ne zaman gibi sorulara cevap veren bir plandır. Bu konuda yapmanız gereken tek şey, hedeflerinizi "eğer şöyle olursa böyle yapacağım" şeklinde yeniden ifade etmektir. "Eğer şöyle olursa" kısmı duruma ilişkin işaret, "böyle yapacağım" kısmı ise sizi hedefinize yaklaştıracak tepkidir.

Böylece, "daha fazla spor yapmak" şeklindeki hedefinizi "Eğer günlerden pazartesi, çarşamba veya cuma ve saat de akşam 7:00 ise, spor salonuna gideceğim" şeklinde değiştirmeniz yeterli olacaktır.

"Çalışmalarımı haftalık olarak düzenli bir şekilde planlamak istiyorum" yerine "Pazar akşamı saat 9:00 olduğunda, gelecek haftaya ilişkin çalışma planımı hazırlayacağım."

"Bu sene 5000TL biriktireceğim" yerine, "Maaşımı aldığımda, %10'unu birikim hesabıma yatıracağım."

"Daha sabırlı olacağım" yerine, "Eğer öfkelenmeye başladığımı hissedersem, 3 kez derin nefes alacağım."

Gerçekten işe yarıyor mu?
Muhtemelen "Bu kadar basit bir şeyin işe yaraması imkânsız" diye düşünüyorsunuz. Fakat 10 yılı aşkın bir sürede yapılan yüze yakın araştırma, uygulama niyetinin yalnız çok etkili olmakla kalmayıp, aynı zamanda hedeflerin gerçekleşme ihtimalini de ikiye katladığını ortaya koymuştur.

Bu araştırmalardan birinde, iki grup öğrenciden noel tatilinde neler yaptıklarıyla ilgili bir yazı yazmaları istendi. Yazının en geç tatilin başlamasını izleyen 48 saat içinde yazılması gerekiyordu. Araştırmacılar, gruplardan birine 48 saat içinde yazıyı nerede ve ne zaman yazmayı planladıklarını belirtmelerini isteyen bir anket uyguladılar. Bunu yapmakla, aslında bu gruptaki öğrencilerden, onlar farkında olmasalar da uygulama niyeti oluşturmalarını istemiş oluyorlardı. Diğer gruba yazıyı ne zaman ve nerede yazacakları sorulmadı.

Sonuç? Uygulama niyeti oluşturmayan öğrencilerin sadece %32'si yazıyı zamanında yazmıştı. Uygulama niyeti oluşturmuş olan öğrencilerde ise bu oran %71'di. Başka bir deyişle, uygulama niyeti öğrencilerin hedefe ulaşma oranını ikiye katlamıştı.

Bu yazı toplamda 37 kez görüntülendi.

Geri Dön